Bundan yıllar önce, sanıyorum 2015’te, uzun süre regl olamamıştım. Depresyonda olduğum zamanlardı. Bedenimde bir şeylerin yanlış gittiğini hissetmeme rağmen, ne olduğunu anlayamıyordum. Kadın doğum uzmanından endokrinoloğa, ayurveda uzmanı bir doktordan homeopati uzmanına uzanan bir yolculuk yaptım. Pek çok şey denedim, etki etmedi. Kan testlerinde de her şey normal görünüyordu. Ama ben çok endişeleniyordum. Kendi bedenimle bağlantım da yoktu. Dışarıdan bana söylenene inanıyordum. “Biri bana söylesin, neyim var, ne oluyor?” Yaşadığım endişeyi tahmin edersiniz. (Bir doktorun saçma sapan söylemlerine şimdi girmiyorum...)
En sonunda gittiğim bir kadın doğum uzmanı bana genel birkaç sordu, hayatım nasıl gidiyor, nasıl hissediyorum ve sonra hiç beklemediğim bir şey söyledi;
“Adet olmuyorsun çünkü kendini güvende hissetmiyorsun ve bedenin bu durumda üremek istemiyor.”
Gözlerim ışıldadı. Çok anlaşılır değil mi? Size ne kadar sevindiğimi anlatamam. “Bir sorun yok, her şey yolunda, birkaç ay içinde normale döner” demişti ve oradan uçarak çıkmıştım. Kim bilir belki de üstümdeki baskının kalkmasıyla beraber bir sonraki ay regl olmuştum.
Sonradan bu tür durumların aslında kök çakra ile ilgili olduğunu hem öğrenmeye, hem de idrak etmeye başladım.
Güvende ve bağlantıda hissettiğimizde tüm bedenimiz ve ruhumuzla beraber yaşamda bir akışkanlık halinde oluruz; ağrılarımız azalır, bedenimiz esnek ve rahattır, bağışıklığımız yükselir. Güvensiz ve kopuk hissettiğimizde ise donma, sıkışıklık ve kapanma haline geçeriz. Bedenimizde gerginlikler ve ağrılar başlar. Bağışıklığımız düşer. Yaratıcılığımız azalır
Ve rahim, ve yumurtalıklar gibi yaratıcı organlar taşıyan, yaratım enerjisi erkek bedenine göre daha yüksek olan biz kadınlar için böylesi toksil eril egemen bir dünyada aidiyet hissetmek, güvenle yaşamak, yaratıcı işler yapmak daha da zor. Bugünlerde zorlanan hemcinslerim, bunu da hatırlamanızı isterim. Sevgili erkek dostlarım, sizlerin de kadınlara bu tür zorlayıcı zamanlarda anlayışla yaklaşıp, yanlarınızda olduğunuzu hissettirmenin önemli olduğunu hatırlatmak isterim.
Kök çakraya dönecek olursak...
Muladhara : Kök Desteği
Sanskritçe adıyla “Muladhara”, omurganın tabanında, pelvik tabanda ve ilk üç omurda yer alır. Fiziksel bedenle, çevreyle ve dünya ile en derin bağlantıyı kurar. Sanskritçede "Mula" kök, "Adhara" ise destek veya temel anlamına gelir. Tüm çakralar içinde en içgüdüsel olanıdır. “Savaş ya da kaç” tepkisi bu çakrada başlar; yani bu çakra ilkel, hayvani doğamızla ilişkilidir.
Kök çakra en temelde “hayatta kalma”, “güven”, “aidiyet”, “kabile bilinci” gibi konularla ilgilidir.
Denge Halindeki Kök Çakra
Kök çakra dengedeyken kişi kendini hayatta güvende hisseder. Günlük işler daha kolay akar, ilişkilerde güven duygusu gelişir. İnsan ne yaparsa yapsın dünyayla kavga etmeden, onunla uyum içinde hareket eder. Dinlenebilir, gevşeyebilir ve yaşamda sabit bir yer hissedebilir. Değişime daha açık hale gelir, çünkü temeli sağlamdır.
Dengesizlik Hâlleri: Fazla ve Az Çalışan Kök Çakra
Aşırı aktif bir kök çakrada kişi kontrolcü, agresif, maddiyata düşkün, değişime kapalı ve bağımlı hale gelebilir. Güvende hissetme ihtiyacı, başkaları üzerinde baskı kurmaya, öfkeye, aşırı bir cinsel enerjiye ya da tahakküme dönüşebilir.
Az çalışan bir kök çakrada ise kişi dünyadan kopuk, bedeniyle bağlantısı zayıf, odaklanma sorunu yaşayan ve kolayca kaygılanan biri olabilir. Yaşam enerjisi düşer, hayattan tat alma hali zayıflar. Dağınıklık, kararsızlık ve sürekli bir eksiklik hissiyle yaşıyor olabilir.
Bu dengesizlikler, sadece kişisel deneyimlerden değil, aynı zamanda atalardan gelen kolektif travmalardan da kaynaklanabilir. Savaşlar, açlık, doğal afetler gibi hayatta kalmayı tehdit eden olayların enerjisi, nesilden nesile taşınır. Bu yüzden kök çakra çalışmaları sadece bize değil, bizden öncekilere ve sonrakilere de şifa taşır. Ve tam tersi de doğrudur, ataları onurlandırmak da bizi şifalandırır.
Modern Bilim ve Kök Çakra
Modern anatomiye göre kök çakranın fiziksel bedendeki karşılığı, omurganın en altındaki koktsigeal pleksus ve sakral pleksusla ilişkilendirilir. Bu bölge, pelvik taban, perineum ve kuyruk sokumu çevresindeki kasları ve organları sinirsel olarak besler. Yogik gelenekte enerji merkezleri olan çakralar, fiziksel yapılarla birebir örtüşmez ama bu tür eşleşmeler, bedensel pratiklerle enerji çalışmasının nasıl iç içe geçtiğini anlamamıza yardımcı olur. Özellikle pelvik taban kaslarının aktive edildiği çalışmalarda hem kök çakra enerjisi desteklenir hem de sinir sistemi üzerinden güvenlik ve topraklanma hissi güçlenir.
Kök Çakra Nasıl Şifalanır?
Kök çakrayla çalışmak, bedenle yeniden bağ kurmakla başlar. Toprakta yürümek, düzenli uyumak, gündelik bir rutin oluşturmak, kök sebzelerle beslenmek, meditasyonla nefesi bedene ve oradan aşağı yer yüzüne indirmek (bir şifa çalışmasını burada bulabilirsiniz), yoga pratikleriyle kalçayı, bacakları ve pelvik tabanı çalıştırmak… Hepsi bu merkeze yaşam enerjisi taşır. Kimi zaman geçmişin yüklerini fark etmek ve bırakmak da bu sürecin bir parçasıdır.
“Kök çakrayı iyileştirmek, güvenliğe geri dönmekle ilgilidir. Bu, sık sık istikrarsız hissedilen bir dünyada toprağımızı ve ait olma duygumuzu bulmakla ilgilidir.”
Carolyn Myss
Bugünlerde Nasılsınız?
Gündem nedeniyle uykusuzluk, dinlenememe, sürekli tehdit altında hissetme gibi sinir sisteminin alarmda olduğunu gösterir belirtiler yaşıyor olabilirsiniz. Veya donma ve kopmalar, depresif hisler, hiç bir şey yapmak istememeler de normal
Tüm bu yaşananlar sinir sistemimizi olduğu kadar, bedenimizin en temel enerji merkezi olan kök çakrayı da etkiliyor. Güvende olma, ait hissetme ve hayatta kalma güdümüz sarsıldığında, yaşamın diğer alanlarında da dengeyi bulmak zorlaşabiliyor.
Ben de bu nedenle, sinir sistemini regüle etmek ve kök çakrayı dengelemek için 4 haftalık bir yoga programı sunuyorum. Bu derslerde birlikte yavaşlayacağız, toprak anneye döneceğiz, içinde dinlenebilmek için bedende güvenli bir alan inşa edeceğiz. Haftaya başlıyoruz, eğer siz de köklenmeye ve gevşemeye ihtiyaç duyuyorsanız bize katılabilirsiniz. Bugünlerde buna ihtiyacı olan çok insan olduğundan eminim, çevrenizle paylaşıp, başkalarının iyilik haline destek olmama yardımcı olursanız sevinirim. Kimsenin benim elimde bu bilgiler yokken yaşadıklarımı yaşamasını istemem….
4 Haftalık Yoga Programı: Kök Çakra Odaklı Sinir Sistemi Düzenleyici Yoga
Başlangıç: 16 Nisan 2025
Haftalık 1 buluşma (Zoom, 60 dk) : Kayıtlar katılımcılarla paylaşılacak
Temalar: Topraklanma, güvenlik, aidiyet, dişil enerji, somatik gevşeme ve duygusal güvenlik
Çarşamba Günleri 21:00-22:00
Ücret: 1250 TL
Detaylı bilgi ve başvuru formu
Dilerim paylaşımlarımın ve derslerimin kendinizi anlama ve destekleme yolunda size ilhamı ve yardımı olur.
Sevgilerimle
Müge