Kendini eylemlerinin sonuçlarının sahibi sanma.
"Eylem ve sonuçları arasındaki ilişki doğa yasalarınca belirlenir, bunları anlama çabasına girebiliriz ama değiştiremeyiz."
2020 yılı, kariyerimde ve kişisel hayatımda bana ruhsal olarak derin bir dönüşüm yaşatan bir dönemdi. 2019 yılında, mevcut görevimden istifa etmeye karar verdim ve Eylül ayında ücretsiz izne ayrıldım. Bu karar, benim için cesaretin adeta zirve noktasıydı. Artık hayatımda geri dönüşü olmayan bir yolculuğa çıkacaktım, izin formaliteydi. Bu dönemdeki tek hedefim, mevcut düzeni terk etmek ve kendime yeni bir düzen kurmaktı. Ancak bu yolculuk, planladığım gibi sorunsuz bir şekilde ilerlemedi.
Ücretsiz iznin ardından, başlangıçta maddi açıdan zorluklar yaşamaya başladım. Eğitimlerim devam ediyordu ve bu sürecin içinden çıkmak oldukça güçtü. Başka zorluklar da yaşıyordum ve sürekli geri dönme korkusu hissediyordum. Bir gün, araba kullanırken gelen bir fatura bildirimi üzerine gözlerimden nasıl yaşlar süzüldüğünü iyi hatırlıyorum… O an, bu yolculuğun kolay olmayacağını anladım.
Pandemi ve Yeni Bir Başlangıç
Derken, bir de pandemi oldu. Bu, zaten zorluklarla dolu olan sürecimi daha da karmaşık hale getirdi. Stüdyolar kapandı, öğrenciler azaldı, ve çevrimiçi derslere geçmek zorunda kaldım. Hatta bu dönemde, yoga derslerini duyurmak için kurduğum ve bugün burada yazmama vesile olan mail grubu yazılarımın ilk tohumlarını da atmış oldum :)
Pandemi, yeni bir işe başlamak için hiç de elverişli bir zaman değildi, ancak yine de elimden geleni yapmaya çalıştım. Sosyal medya, danışmanlıklar ve çevrimiçi projelerle yoluma devam ettim ama sürecin içinden geçmek çok kolay değildi.
İçsel Zorluklar ve Dönüşüm Süreci
Hayatımda önemli bir diğer alan olan kişisel ilişkimde de zorluklar başladı. Yaz geldiğinde, ailemin yazlık evine gittim. Bu dönemde, korku ve stresle boğuşuyor, yaratıcı hiçbir şey yapamıyordum. Kendimi yalnız hissediyordum, destek bulamıyordum. Ne annem, ne babam, ne de o dönemdeki eşim bana yardımcı oluyordu.
Bir gün, babamla konuşurken içimi dökmek istedim. Ona, “Beni anlıyor musun?” diye sordum. O da “Gerçekten anlamıyorum kızım, maalesef” diye yanıtladı. Eski kuşaklar için devlet memuru olmak bir ayrıcalıktı, bu yüzden kararımı anlamak onlar için zorlayıcıydı.
İçimdeki korku ve kaygılar beni o kadar etkiliyordu ki, eski düzenime dönmeyi düşündüm. Ancak bu düşünce, beni daha da yıkıyordu. Kendimi sürekli yetersiz hissediyor, başarı ve başarısızlık kavramları arasında sıkışıp kalıyordum. Başkalarının başarılarına baktıkça, bu hissiyat daha da kuvvetleniyordu. Sanırım anlayabiliyorsunuzdur…
Bhagavad Gita'nın Öğretileri ve Dönüşüm
O dönem, uykusuz geceler yaşarken, gerçekten de ruhun karanlık gecesinin içinden geçerken, bana destek olan bir kaç kitap oldu. Bunlardan biri de Bhagavad Gita'nın Öğretisi’ydi.. Sevgili Damla Dönmez’e teşekkür ederim, bu kitabı çevirdiği için minnettarım.
Kahramanımız Arjuna’nın, içsel çatışmaları ve kaçtığı savaşla yüzleşirken öğrendiği dersler, bana da rehberlik etti. Bir savaşçı olan Arjuna, ülkesine adalet getirmek için savaşacakken, başkalarına zarar vermek korkusuyla bu savaştan kaçmaya başlamıştı. O anki zihinsel karmaşasını ve kendisini nasıl hissedip yaşadığını okumak, öğretmeni Krishna’nın ona yol gösterişi kendi içsel çatışmalarımı anlamama çok yardımcı oldu.
Krishna, Arjuna’ya şunları söylüyordu: “Bunu istiyorum / bunu istemiyorum, bundan hoşlandım / bundan hoşlanmadım dediğin sürece acı çekmeye mahkumsun. Eylemlerinden sonuç beklediğin sürece o eylemlere bağlanırsın, kendini başarılı ya da başarısız görürsün ve kaçınılmaz olarak zihinsel bir gerginlik yaşarsın. Bir eylemin sonucu umduğun gibi olmadıysa, bir sonrakinde duruşunu değiştir. Her bir sonuca bir hediye olarak bak. Kendinle özdeşleşmekten vazgeç, kendini bırak ve bütünle olan bağlantını idrak et.”
Aklıma kazınansa şuydu;
“Ma karmapalaheturbhih”
Kendini eylemlerinin sonuçlarının sahibi sanma.
Eylem ve sonuçları arasındaki ilişki doğa yasalarınca belirlenir, bunları anlama çabasına girebiliriz ama değiştiremeyiz.
Bhagavad Gita’nın bu öğretilerini okudukça, zihnimdeki o sürekli savaşın farkına vardım. Beklentilerimi ve kontrol etmeye çalıştığım sonuçları fark ettikçe bırakmaya, bıraktıkça ferahlamaya başladım.
Karar ve Özgürlük
Sonra da tüm korkularıma ve kaygılarıma rağmen, yaptığım işe olan tutkum ve inancımla istifa etmeye karar verdim. Bu kararımı yalnız verdim ve sonuçlarıyla yüzleşmeye hazırdım. O an, bu bana büyük bir özgürlük ve güven kazandırdı. İçsel gücümü keşfetmeye başladım.
Bu güven, sadece Müge’ye duyduğum bir güven değildi; bu, içimdeki öze, yüksek farkındalığa ve tamlığa olan güvenimdi.
İki gün sonra iznim bittiğinde, görevden çekilme dilekçemi vermek üzere Bakanlığa gideceğim sabah, sonuçların benim ötemde olan bir şeyden geldiğini ve ne olursa olsun benim için bir hediye olacağını biliyordum.
Oldu da. Hayat bana sonraki 6 ay boyunca müthiş bir destek sundu. Hayata olan güvenim tekrar canlandı.
Bhagavad Gita Okumaları Başlıyor
Ben hala Gita’yı okumaya devam ediyorum. Çünkü kendimize hatırlatmamız ve öğrendiklerimizi uygulamaya geçirmemiz gerekiyor, yoksa unutuyoruz. Şimdi bu kitabı sizinle birlikte de okumak istiyorum. Çok değerli felsefi bir kitap olan Bhagavad Gita, sembollerle bir zihin savaşını anlatıyor. Hepimiz zihinsel bir savaş içindeyiz ve gerçek bilgiye ihtiyacımız var.
Kimler için?
Hayatın amacını ve yolunu anlama konusunda arayışı olanlar
Stres ve duygu yönetimine ihtiyaç duyanlar
Spiritüel gelişim arayanlar
İç huzur arayışında olanlar
Öz disiplin ve odaklanmayı güçlendirmek isteyenler
Karma ve yaşamın etik boyutlarını keşfetmek isteyenler
Karar verme becerilerini geliştirmek isteyenler
Günlük yaşama aktarabileceği felsefi bilgiler öğrenmek isteyenler
Detaylı bilgi ve kayıt formu burada.
Her zamanki gibi diliyorum ki, umarım bu bilgiye an çok ihtiyacı olanlarla buluşuruz.
Sevgilerimle
Müge