İyileştiğimi hissediyorum.

Çünkü;
Artık istemediğim şeyler yaptıklarında insanları suçlamıyorum. Onlara "bence doğru" olanı veya neler hissettiğimi anlatmaya çalışmıyorum. Sınır koyuyor ya da uzaklaşıyorum. Sonra da “Bunu neden yaşadım?” diye soruyorum, ne öğrenmeliyim, bana ne gösteriyorlar, hangi değeri, erdemi geliştirmem gerektiğini hatırlatıyorlar, bunlara bakıyorum.
Herkesin bir yolculuğu olduğunu ve orada yaşaması gerekenleri yaşadığını anlıyorum. Olayları, durumları kişisel algılamıyorum. Bir şeyi kişiselleştirdiysem neden böyle algıladığımı anlamak için kendimde ne olduğuna, hangi yarama, çarpık inancıma temas ettiğine bakıyorum.
Bir şey beni huzursuz ettiğinde bunu karşımdakine söylersem benimle ilgili ne düşüneceğine değil, benim neye ihtiyacım olduğuna odaklanıyorum ve kendimi ifade ediyorum, ihtiyacıma uygun bir eylemde bulunuyorum.
Değerlerimin neler olduğunu biliyorum, yaşamımda neleri büyütmek istediğimi biliyorum.
İlişkilerimde sadece kendi ihtiyaçlarımı düşünerek hareket etmiyorum, ettiğimde kendiliğinden fark ediyorum, karşımdakinin de ihtiyaçlarını soruyorum, önemsiyorum, ortak çözümler bulmaya gayret ediyorum.
Dostluklarım için kendiliğinden emek veriyorum, ilişkilerime özen gösteriyorum, dostlarımın yaşadıkları ile ilgileniyorum, yanlarında olmak istiyorum, bundan keyif alıyorum.
Özel bir çalışma yapmama gerek kalmadan daha fazla güvende ve iyi hissetme anı yaşıyorum.
İçimdeki çocuğun hassasiyetlerinin farkındayım, onu zarar verebilecek insanlardan ve ilişkilerden koruyorum.
Kendime daha objektif bakabiliyorum. Güçlü yanlarımı da fark edebiliyorum.
Geçmişe dönüp "orada şöyle olsaydı, böyle olsaydı bunlar olmazdı" diye düşünmeye ve birilerini suçlamaya meyilli zihnimi, bu ana ve buraya daha kolay davet edebiliyorum. Hepsinin beni bugünkü Müge yapmadaki rolünü görebiliyorum.
Kayıplarımı daha kolay kabullenebiliyorum. Ölümün yaşamın doğal bir parçası olduğunu biliyorum.
Yalnız hissettiğimde yanımda olabilecek insanlara yönelebiliyorum.
Özellikle yaşadığım ilişkilerde beklenmedik ve beni üzen bir şey olduğunda neden böyle oldu, şöyle olduğu için mi oldu, böyle yaptığım için mi oldu, kişi böyle olduğu için mi oldu vb. bitmek bilmez şekilde sebebi anlamaya çalışarak günler geçirmektense, o an hayatımda olanlara daha kolay devam edebiliyorum.
İlişkilerde uyum için çaba göstermekle, birilerine uyum sağlamak arasındaki farkı anlayabiliyorum.
"Hayır, bunu istemiyorum", "bu bana uygun değil", "müsait değilim" diyebiliyorum. Nezaket ve netlik birleşimini seviyorum.
Durmaya, dinlenmeye ve kendimle olmaya ihtiyacım olduğunda, "Durma, devam et, acele et, kaybedersin" vb. iç sesleri hala duymama rağmen, her şeyin bir zamanı olduğu ve o zamanda kolaylıkla olacağına olan güveni daha fazla hissediyorum, daha kolay durabiliyorum.
Açılma ve kapanma, alçalma ve yükselme zamanları olduğunu, bunların birbirini takip ettiğini biliyorum.
Sinir sistemim daha esnek, merkeze daha kolay dönebiliyorum.
Bir gün bu bedeni bırakıp gideceğimi biliyorum. Yaratmak, üretmek, paylaşmak, gülmek, sevmek, tadını çıkarmak istiyorum...
Umarım sizde de karşılığı vardır…
Umarım eveeeet, ben de diyorsunuzdur…
Peki iyileşmeye ihtiyacım olduğunu nereden biliyordum?
Anksiyete, zihindeki sonu gelmeyen konuşmalar, her şeyi ölçüp tartmak, sürekli düşünmek, bazı konuşmaları defalarca kafamda tekrarlamak, bedensel gerginlikler, uykusuz geceler, binlerce sayfa kitap, eğitimler, her tülü çalışma, daima kendine yanlış bir şey bulmak, kendini eksik görmek, bağımlılıklar, korku içinde yaşamak, çevrede hep tehdit görmek, bunlarla baş etmek için hep arayış ve mücadele içinde olmak, yalnızlık hissi, kaybetme korkusu, değersizlik, sevilmeye layık hissetmeme, sevgi kırıntısı gördüğü yerde kendini feda etmeye hazır olma, sevgi almak için kurtarıcılık, arayış, beklenti, aşırı duygusallık, her şeyden etkilenme, kurtarıcı arama... En çok bunlardan.
Hepsi iyileşme sürecimin destekçisi oldu.
Şimdi kendimi daha bütün ve iyileşmiş hissediyorum. Önemli bir hastalığım varmış, tedavim bitmiş, evime gelmişim ve şimdi yeni bir sayfa açacakmışım gibi. En büyük, en korkutucu gölgeleri görmüş, onları da kapsamış gibi. Küçük Müge’nin güvenini kazanmış, ne olursa olsun bir daha asla yalnız, görülmemiş, anlaşılmamış ve sevilmemiş hissetmeyeceğine sonunda onu inandırmış gibi.
Tabi ki yaşamım devam ettiği sürece bazı çukurlara düşeceğim, bazı karanlık düşüncelerim olacak, gölgelerim olacak, tökezlediğim zamanlar, soru işaretleriyle kaldığım anlar olacak ama biliyorum ki artık büyük sarsıntılar yaşamayacağım. Yalnız baş edemediğimde beni tutacak insanlarım olacak. Daima öğreneceğim ve büyümeye devam edeceğim.
Şimdi…Özgür hissediyorum…
Eğer kalbiniz sıkışıksa, umut edin diye paylaşıyorum.
Benim iyileşmiş birilerini görüp umut ettiğim, uzattıkları elleri görüp iyi hissettiğim, kendi gücümü hatırladığım gibi…
Sürece ve içinizdeki güce daima güvenmenizi ve iyileşmenin en önemli parçası için; DAİMA KENDİ YANINIZDA OLMANIZ İÇİN elinizden geleni yapmanızı diliyorum.
Sevgilerimle
Müge.
Yoganın benim sinir sistemimi düzenlemede, kendimi daha güvende ve dengede hissetmemde büyük bir rol oynadığını sosyal medyada sık sık paylaşıyorum. Özellikle somatik yoga eğitimimden sonra yoga benim için çok daha güçlü bir iyileştirici kaynak oldu ve öğrencilerimden de hep benzer geri bildirimler aldım. 19 Şubat'ta yeni 8 Haftalık Sinir Sistemi Düzenleyici Yoga programına başlayacağız. Haftada bir buluşarak sinir sistemini destekleyen hareketler, nefes çalışmaları ve somatik pratikler yapacağız. Katılmak isterseniz detaylı bilgi ve kayıt formunu burada bulabilirsiniz.
.