Cumhuriyet Kadınlarına: Şimdi İçsel Devrim Zamanı
Bugün 29 Ekim. Cumhuriyetimizin 102. yılı kutlu olsun.
Ama sadece kutlamak yetmez,
Her gün değerleriyle yaşamadıktan sonra.
Atatürk, bir sözünde şöyle diyor;
“Bir milletin medeniyet seviyesi, o milletin kadınlarının hayatı ile ölçülür.”
Mustafa Kemal Atatürk
Bu söz bugün hâlâ bizler için bir çağrı. Çünkü biz, Türk kadınları olarak hâlâ kendi sesimizi özgürce duyurmakta zorlanıyoruz. Hâlâ istediğimiz hayatları kuramıyor, çoğumuz ataerkil sistemin öğrettikleriyle şekillenen kalıplar altında yaşıyoruz.
Bunu hayatımızın pek çok alanında hissediyoruz: ilişkilerimizde, işimizde, projelerimizde, yaratıcı alanlarımızda… Kendi ihtiyaçlarımızı dile getirmekten çekiniyor, fikirlerimizi ortaya koymakta tereddüt ediyor, kendi sanatımızı, yazımızı, dansımızı ya da yaratıcı ifadelerimizi cesurca paylaşamıyoruz. Kendimize güvenimiz tam değil, içsel gücümüzü ortaya koyamıyoruz.
Çünkü korkutulduk.
Çünkü bastırıldık.
Neden biliyor musunuz?
Bizden korkulduğu için.
Atatürk bir diğer sözünde şöyle diyor, lütfen üzerine düşünün
“Dünyadaki her şey kadının eseridir.”
Mustafa Kemal Atatürk
Dünyadaki her şeye şekil verecek gücü olan bir şey elbette zapt edilmek, sınırlar içinde tutulmak istenecek.
Koşullandırılacak, susturulacak, bastırılacak..
Atamız bunu değiştirmek için büyük devrimler yaptı. Eğitimi kadınlar için de zorunlu hale getirdi, seçme seçilme hakkını bir çok Avrupa ülkesinden önce Türk kadınına tanıdı, devlet memurluğunda yer alma hakkı verdi.
Şimdi bizler de içsel devrimimizi yapabiliriz.
Yani kendimizi özgürleştirebiliriz.
Korkudan Özgürleşmek
Dün sevgili
ile sohbet ederken ona da anlattım: Bakanlıkta çalışmaya başladığım ilk gün, orada mutlu olmayacağımı biliyordum. Ama başka bir şey yapabileceğimi hiç düşünmüyordum. Bir gün, bugün yaptıklarımı yapacağımı söyleseler inanmazdım. Yaratıcı ifademle bağlantım kopmuştu, koşullanmalar içinde birilerine uygun olan hayat tarzını ben de benimsemiştim. Kendime güvenim yoktu, başka şansım da yok diye düşünüyordum.Ve ruhum hastaydı. Bu hastalıkla çıkış yolunu arıyordu.
Ne zaman yogaya başladım, nefesimle ve bedenimle yeniden temas ettim, bir şeyler değişmeye başladı. Yaratıcı kanalla yeniden temas ettim sanki. Gökyüzü daha mavi, çiçekler daha bir çiçek görünmeye başladı gözüme. Zaman içinde Müge’nin paylaşmak için bu dünyaya geldiği şeyleri yapmaya başladığımı hissettim. İstifa etmeye karar verdiğimde, ailemde bunu destekleyen ve yanımda olan hiç kimsem yoktu. Hayatımın en zor dönemlerinden biriydi. Ama kendim için yapmak zorundaydım. Kendime güvenmek zorundaydım. Alabildiğim tüm destekleri aldım. O zaman bana inanan ve destek veren herkese minnettarım.
Desteğe Olan İhtiyacımız
Şimdi etrafımdaki genç kadınlarda, yaşıtlarımda ve hatta büyüklerimde aynı korku nedeniyle yapılmayan pek çok şey, atılmayan pek çok adım görüyorum. Destek olmadan yola çıkmak zor. Birilerinin bizi görmesine, yanımızda durmasına ve cesaret vermesine ihtiyacımız var. Birlikte deneyimlemek, paylaşmak ve birbirimizi yüreklendirmek çok değerli.
Ben de bu nedenle kadınlarla çalışmaktan büyük bir keyif alıyorum. Birimiz özgürleştikçe, kendine inandıkça, yola çıktıkça, bu hepimize ilham oluyor.
Benzerlerle Bir Arada Olmanın Gücü
Önümüzdeki hafta başlayacak olan ‘Rahimden Kalbe’ programımızın da buna desteği olacağına inanıyorum. Bu program, kadınların kendi bedenleri ve kalpleriyle bağlantıya geçebileceği bir yolculuk sunuyor. Somatik çalışmalarla, bedensel farkındalık ve deneyim yoluyla, yazı çalışmaları ve çemberlerle bizi kısıtlayan kalıpları fark edebilir, hayır diyebilme kapasitemizi geliştirebilir ve seçimlerimizi özgürce yapabilme adımlarını atabiliriz.
Kendimizle çalıştığımız her alanda olduğu gibi, bu programda da sadece kendimiz için değil, diğerleri için de çalışıyor olacağız. Fark ettiklerimiz, dönüştürdüklerimiz ailelerimize, arkadaşlarımıza, çevremize de etki edecek.
Eğer kendinizle çalışırken başka kadınların da destekleyici varlığını hissetmek isterseniz gelin buluşalım.
Rahimden Kalbe: Dişil İfade Yolu Detaylı Bilgi ve Kayıt Formu
Hepimizin, Atamızın gurur duyacağı, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür kadınlar olmamız dileğiyle.
Bayramımız yeniden kutlu olsun.
Daima kutlu olsun.
Sevgiler
Müge
*Dayı, S,E.(2000). Atatürk’e göre Cumhuriyet Öncesi ve Sonrasında Türk kadını. Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü Atatürk Dergisi, 3(1),115-133.


Fikri hür vicdani hür kadınlar ❤️eline sağlık Müge